Prof. Dr. Hayat Erkanal ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi hem karada gerçekleşen Liman Tepe kazıları hem de onun uzantısındaki su altı araştırmaları hakkında oldukça detaylı ve heyecan verici bilgiler içeriyordu;
Liman Tepe İzmir Körfezi’nin güneyinde Urla’nın İskele Mahallesi’nde, Karantina Adası karşısında yer almaktadır. İzmir-Çeşmealtı yolu İskele mahalle merkezine gelmeden önce Liman Tepe’yi doğu batı doğrultusunda ikiye bölmektedir
Liman Tepe, kuzeyinde bulunan yüksek kayalık bir alan sayesinde kuzey rüzgarlarına karşı nispeten korunmaktadır. Antik çağlarda doğu ve batısında buluna iki koy, Liman Tepe’yi kuzey ucu kayalarla kaplı bir yarımada karakteri kazandırmıştır. Kıyı şeridinde meydana gelen değişimlerle bağlantılı olarak kayalık alanın hemen güneyinde yer alan yerleşmenin gelişimi güneybatıya doğru olmuş ve zamanla antik Klazomenai kentini oluşturmuştur.
Liman Tepe’de 1992 yılından itibaren yapılan kazılarda Kalkolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar uzanan tabakalar araştırılmış ve yerleşimin stratigrafisi oluşturulmuştur.
Liman Tepe’de 1995 yılında bir hava fotoğrafında, yerleşimin kuzeyinde, deniz altında kalan beyaz renkli lekeler tespit edilmiştir. Bu lekelerin olduğu alanlarda yapılan incelenmeler sonucunda, yerleşimin devamı olduğu düşünülen bir takım mimari kalıntıların Ege Denizi’nin altında kaldığı anlaşılmıştır. Bu mimari kalıntıların işlevinin anlaşılması ve yapım tarihlerinin anlaşılası amacıyla Liman Tepe’de 2000 yılında sualtı kazılarına başlanılmıştır.
Liman Tepe’de suyun altında gerçekleştirilen kazılarda, Ege Denizi’nin altında kalan mimari kalıntıların Klazomenai kentinin antik limanlarından birine ait mendirek yapısı olduğu anlaşılmıştır. Mendirek yapısı içinde yapılan kazılar bu alanının en azından M.Ö. 6 yy ve 4 yy’da liman olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Her iki liman tabanının da bol miktarda döneminin karakteristik seramik örnekleri ile birlikte organik malzeme ele geçmiştir.